IQNA

Aşura kıyamı ve Yasin suresinden dersler

11:52 - August 04, 2022
Haber kodu: 3476965
Yasin Suresi'ni tarihi olayların ufkunda incelediğimizde dünyadaki durumumuzu daha iyi anlamamıza ve hakikatı desteklemenin yollarını öğrenmemize yardımcı olabilecek ayetler vardır.

İnsanoğlunun, yaşamı doğru bir şekilde anlamasına yardımcı olacak araçlara ihtiyacı vardır. Ve eğer Müslüman ve mümin ise, Kur’an ayetlerine aşina olmalı ki, hayatın farklı durumlarında kendi durumunu Kur’an ayetlerine uyarlayabilmeli ve doğru yolu  bulabilmelidir.

Kur’an üzerinde tefekkür etmek bize bu kavrayışı çok iyi öğretebilir. Böyle bir çalışmanın şartı ise Kur’an’da bir temelimizin olmasıdır. Kur’an okurken ara vermek ve surelerin anlamlarını düşünmek ve bu duraklamalardan bir şeyler kazanmak demektir.

Aşura kıyamının anıldığı Muharrem ayı günlerinde İmam Hüseyin'in (a.s) bir arkadaşı ve amcasının oğlu olan Hz. Müslim'in karakterine bir göz atıyoruz. İmam (a.s) onu Kûfe'ye elçi olarak gönderdi. 

Resul, birinin temsilcisi anlamına gelir ve şimdi siyasi kullanımda bazen tam yetkili temsilci olarak kullanılmaktadır. Dolayısıyla Müslim belli bir konuda tam yetkiye sahipti.

İmam Hüseyin (a.s) onu işitmesi, görmesi, durumu tahlil etmesi ve imama haber vermesi için göndermişti. İnsanlar da onu İmam Hüseyin'in (a.s) temsilcisi olarak tanımalı ve İmam Hüseyin'in (a.s.) elçisi olarak, Hüseyin İbn Ali'ye (a.s.) itaat ettikleri gibi ona da itaat etmeliydiler. Müslim'in başına gelen olaylar, Yasin Suresi'nin bazı temalarıyla anlaşılabilir.

Yasin suresinin 14. ayeti elçilere nasıl davranılması gerektiğini anlatır ve elçileri yalanlayanları azarlar :” Hani biz onlara iki elçi göndermiştik de onları yalancı saymışlardı. Biz de onlara üçüncü bir elçi ile destek vermiştik. “  Sonra şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi; şöyle dedi: “Ey kavmim! Bu elçilere uyun. (20. ayet) Bu adamın konuşması şehit olana kadar devam etti. Hiçbirşeyden korkmadan doğruyu söyledi.

Kendilerine üç peygamber birden gönderilmesine rağmen inkârcılıkta direnen, üstelik onlara iman eden kişiyi horlayan –hatta muhtemelen onu hunharca öldüren–, bu yüzden de feci bir ilâhî cezaya çarptırılan bir belde halkının durumu, Hz. Muhammed’in peygamberliğini reddetmekte ısrar eden ve ona inananları ağır baskılara mâruz bırakan ve kendisini de öldürmeyi düşünen Mekke müşriklerinin gözleri önüne bir ibret levhası olarak konmaktadır. 

Halkın iki elçiyi dinlememesi üzerine bir üçüncüsü gönderilmiş, 14-19. ayetlerde özetlenen diyalogdan anlaşıldığı üzere şehir halkı, hakaret ve tehditlerle dolu bir üslûp kullanarak inkârcılıkta direneceklerini açıkça ifade etmişlerdir. Bu tutumun elçilere karşı bir eyleme dönüşmesinden endişe ettiği anlaşılan ve onlara inanan bir müminin ikna edici sözlerle onları elçilere tâbi olmaya çağırması da fayda etmemiş, ayetin ifade akışından anlaşıldığına göre o da şehir halkınca öldürülmüştür. Kıssanın amacı, ilâhî mesaja kulak tıkamakta ısrar eden ve Allah’ın elçilerine karşı bağnaz bir tutum sergileyenlerin âkıbetleri hakkında bir örnek vermek, bir taraftan Hz. Muhammed’in peygamberliğini inkâr edenlere güçlü bir uyarı yaparken diğer yandan da ona tâbi olanların mâneviyatını yükseltmektir. (Diyanet Kuran Portalı)

Bu bölümde, düğümü çözen ve bize Kûfe ehli ve Müslim hakkında güzel bir tahlil yapan Yasin Suresi'dir.

Müslim, İmamının Elçisidir. İmam Hüseyin (a.s) da kendisinden önceki imamdan bir elçidir, onların yetkisi Allah'ın Elçisi’ndendir ve her birinin itaati imamların itaatine eşittir. Müslim İmam Hüseyin ‘in temsilcisiydi ve itaat edilmesi gerekirdi, fakat Kufe halkı ona itaat etmedi.

Yasin Suresi'ndeki bu kilidi kim kırdı? Bu elçiye karşı çıkanlardan bir kişi öne çıktı, hiçbir şeyden korkmadı ve doğru söyledi. Cemaatle aynı renk değildi. O bir kişi, bir toplumun iyi insanlarına karşı yapılan saldırı ve terörü kırar. Hz Müslim’in böyle insanlara ihtiyacı vardı.

Kur'an-ı Kerim'de tedbir üstadı  Kazım Receb Ali'nin konuşmasından alınmıştır.

4075426

captcha