IQNA

“Batı’nın terazisi Müslümanları tartmıyor”

22:50 - March 30, 2022
Haber kodu: 3475774
Dünya Müslüman Âlimler Birliği Genel Sekreteri Ali Karadaği, Millî Gazete’ye özel açıklamalarda bulundu.

Uluslararası Minber-i Aksa 3. İmamlar, Hatipler ve Davetçiler Kongresi, İstanbul’da gerçekleştirildi. Programa dünyanın dört bir yanından âlimler ve kanaat önderleri katılırken katılımcılar arasında Dünya Müslüman Âlimler Birliği Genel Sekreteri Ali Karadaği de yer aldı. Millî Gazete’ye özel açıklamalarda bulunan Dünya Müslüman Âlimler Birliği Genel Sekreteri Ali Karadaği, Muhammed Özdemir’in sorularını yanıtladı. Filistin’deki güncel durumdan, Rusya- Ukrayna savaşından ve Millî Görüş lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan ile anılarından bahseden Karadaği, Müslüman âleminin sorunlarına da değindi.

Filistin davasını yakından takip ediyorsunuz. İsrail son dönemlerde Filistinlilere, Kudüs’e ve Mescid-i Aksa’ya karşı olan saldırgan tutumunu daha da katılaştırdı. Filistin’deki son durum nedir?

Filistin davası bugün hâlâ ayakta ve güçlüyse bu, imanlı Müslüman halklar sayesindedir. Sadık ve mümin insanlar var oldukça, Filistin davası ne bir adım geriye gidecek ne de parçalanacaktır. Bugün Müslümanlar Kudüs ve Mescid-i Aksa için her türlü fedakârlığı yapmaya hazır bulunuyorlar. Bu durum Filistin davası için önemlidir, ancak maalesef bazı Arap ve Müslüman hükümdarlar bu konuda zafiyet gösteriyor. Bahsetmiş olduğum bu liderler Siyonist işgalci İsrail ile sulh yoluna gidip onlarla normalleşmeye çalışıyorlar. Üzülerek ifade ediyorum; Mısır, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri, Fas ve Türkiye gibi ülkeler Siyonist işgalciler ile ilişkilerini normalleştirdiler. Bazı liderler ve başkanlar Filistin davasına destek veriyorlar ve onları takdir ediyoruz, ama ‘bazı’larının yani birkaçının bu desteği vermesi, arkasına ABD ve Avrupa’yı almış İsrail’i durdurmaya yetmiyor. Ortadoğu’da İsrail’e karşı bir birlik olacağı yerde ihtilaflar kendisini gösteriyor. Tüm bunlara rağmen Filistin davasının ilerlediğini ve geliştiğini söyleyebilirim. Buna karşı, işgalci İsrail’in ise gücünün gerilediğini ifade etmekte fayda var. Her ne kadar işgalci yerleşimcileri ve yasa dışı işgal yerleri inşa etseler de, kendi aralarında büyük bir kaosa ve ihtilafa düştüklerini de belirtmek gerekir. İşgalcilerin içinde bulunduğu bu durumu ben bir müjde vesilesi olarak değerlendiriyorum.

Biz Müslümanlar ve özellikle âlimler olarak, zaferin ve kurtuluşun Müslümanlardan yana olacağına dair en ufak bir şüphemiz yok. İnşaallah, fetih yakındır ve bu Allah’ın (C.C.) vaat ettiği bir sözdür. Dolayısıyla bizim önümüzde iki gerçek var. Birincisi Siyonist İsrail ve onunla beraber olan batıllar. İkincisi ise Allah ile olanlar yani Hakk üzere olanlardır. Nitekim Allah (C.C.) yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de İsra Sûresi 5-7 ayetlerinde şöyle buyuruyor:

“Bu iki fesattan ilkinin zamanı gelince üzerinize güçlü kuvvetli kullarımızı gönderdik. Bunlar, evlerin arasında dolaşıp köşe bucak her tarafı aradılar. Bu, yerine getirilmiş bir vaat idi. Bir zaman sonra onlara karşı size tekrar üstünlük verdik, servet ve oğullarla gücünüzü artırdık; adamlarınızın sayısını daha da çoğalttık. Eğer iyilik ederseniz kendiniz için iyilik etmiş olursunuz; kötülük ederseniz yine kendinize edersiniz. Nihayet ikinci cezalandırma vakti gelince, düşmanlarınız onurunuzu çiğnesinler, daha önce girdikleri gibi yine mescide girsinler ve ellerine geçirdikleri her şeyi yakıp yıksınlar istedik.”

Bu bakımdan bizler ciddi ve samimi çalışmalara imza atmamız gerekiyor. Bugün Filistin davasına sadece Müslümanlar değil, gayrimüslimler de destek veriyor. Neden? Çünkü Filistin davası sadece İslâmi bir dava değil, ayrıca insanlık davasıdır da... Filistin davası, hem Müslümanların, hem Arapların, hem İslâm’ın hem de insanlığın davasıdır.

- Bildiğiniz üzere Rusya ile Ukrayna arasında devam eden bir savaş hali var. Yıllardır Müslümanlar Siyonistler ve emperyalistler tarafından katliamlara uğruyor ancak ne Avrupa’dan ne Asya’dan ne de Orta Doğu’dan bir ses yükselmedi. Ancak mevzu Avrupa ve Avrupalılar olunca Ukrayna savaşı çıkar çıkmaz tüm dünya hep bir ağızdan ‘savaşa hayır’, ‘çocuklar ölmesin’, ‘kadınlar ölmesin’ sloganları atmaya başladı. Müslümanlara karşı bu ikiyüzlü siyaset neden uygulanıyor?

Değerli kardeşim, bu duruma sakın şaşırmayın. Çünkü Batı’nın kendisine göre ayarladığı bir düzen ve terazi var. Batı’nın terazisinde bir kol Müslümanları tartarken, başka bir kol ise gayrimüslimleri tartar. Eğer mevzu Müslümanlar aleyhine ise Batılıların tutumu Müslümanlara karşı olur ve susarlar. Ancak mevzu gayrimüslimler aleyhine gelişirse işte o zaman tavır ve tutumları tamamen değişir. Biz onlara tabii olmadığımız sürece bizim aleyhimize gelişen hiçbir durumda yanımızda durmazlar. Batı’nın Müslümanlara karşı bu değişmez siyaseti sıkı sıkıya sarıldıkları ‘çifte standart’ siyasetidir. Dolayısıyla Müslümanların bir araya gelip tek ümmet olmaları zaruri bir haldir. Çünkü bugün dünya güçlüden başka hiç kimseye saygı duymuyor. İlimde, ekonomide ve askeriyede ve birliklerinde güçlü olanlar saygı görüyor. Biz basit bir ümmet değiliz! Bakınız, nüfusumuz neredeyse 2 milyar ve doğuda ve batıda, kuzeyde ve güneyde varlığımız mevcut...

- Bildiğiniz üzere Rusya ile Ukrayna arasında devam eden bir savaş hali var. Yıllardır Müslümanlar Siyonistler ve emperyalistler tarafından katliamlara uğruyor ancak ne Avrupa’dan ne Asya’dan ne de Orta Doğu’dan bir ses yükselmedi. Ancak mevzu Avrupa ve Avrupalılar olunca Ukrayna savaşı çıkar çıkmaz tüm dünya hep bir ağızdan ‘savaşa hayır’, ‘çocuklar ölmesin’, ‘kadınlar ölmesin’ sloganları atmaya başladı. Müslümanlara karşı bu ikiyüzlü siyaset neden uygulanıyor?

Değerli kardeşim, bu duruma sakın şaşırmayın. Çünkü Batı’nın kendisine göre ayarladığı bir düzen ve terazi var. Batı’nın terazisinde bir kol Müslümanları tartarken, başka bir kol ise gayrimüslimleri tartar. Eğer mevzu Müslümanlar aleyhine ise Batılıların tutumu Müslümanlara karşı olur ve susarlar. Ancak mevzu gayrimüslimler aleyhine gelişirse işte o zaman tavır ve tutumları tamamen değişir. Biz onlara tabii olmadığımız sürece bizim aleyhimize gelişen hiçbir durumda yanımızda durmazlar. Batı’nın Müslümanlara karşı bu değişmez siyaseti sıkı sıkıya sarıldıkları ‘çifte standart’ siyasetidir. Dolayısıyla Müslümanların bir araya gelip tek ümmet olmaları zaruri bir haldir. Çünkü bugün dünya güçlüden başka hiç kimseye saygı duymuyor. İlimde, ekonomide ve askeriyede ve birliklerinde güçlü olanlar saygı görüyor. Biz basit bir ümmet değiliz! Bakınız, nüfusumuz neredeyse 2 milyar ve doğuda ve batıda, kuzeyde ve güneyde varlığımız mevcut...

Sürekli olarak Erbakan Hoca’yı ziyaret eder, görüşürdüm. Ben onu, asrın müceddid lideri olarak görüyorum. Erbakan Hoca, hem mücahid hem de müceddiddi. Müceddid olmak kolay iş değildir. İlimde, bilimde, fikirde, ekonomide yenilik yapmak kolay değildir. Davet görevini siyasete taşıyarak çok büyük bir yeniliğe imza attı. O, makine mühendisi olduğu kadar, fikir mühendisiydi. İslam âlemi ve Müslümanlar için çok mücadele etti. Allah (C.C.), onun amellerini katında kabul eylesin...

- Efendim, siz Millî Görüş lideri rahmetli Prof. Dr. Necmettin Erbakan ile tanışıyorsunuz ve yakın bir dostluğunuz vardı. Erbakan Hoca hakkında bize anlatmak istediğiniz herhangi bir anınız var mı?

Erbakan Hoca (Allah kendisine rahmet eylesin) ile tanışma şerefine çok uzun zaman önce ulaştım. Sürekli olarak Erbakan Hoca’yı ziyaret eder, görüşürdüm. Bir defasında Erbakan Hoca’yı Ankara’daki ofisinde ziyaret ettim. O sıralar ekonomi ile alakalı bir program üzerine çalışıyorlardı. Zannedersem bir kitap üzerineydi bu çalışma... Erbakan Hoca, bana kitabı vererek dedi ki; ‘Şeyh Ali, senin bu kitap hakkındaki görüşlerini merak ediyorum. Üzerine bir çalışma yapar mısın?’ Ben de kitabı aldım, kendi değerlendirmelerimi ve görüşlerimi yazdım. Tekrar İstanbul’a yolum düştüğünde Erbakan Hoca ile görüştüm, bu sırada bana kitap ile alakalı görüşlerimi sordu. Erbakan Hoca’ya aldığım notları verdim ve bana, ‘İnşallah yazdığınız tüm görüşlerinizi dikkate alacağız’ dedi. Hakikaten ben Erbakan Hoca’yı asrın yenilikçi lideri olarak görüyorum.

Erbakan Hoca, hem mücahid hem de müceddiddi (yenilikçi). Yenilikçi olmak kolay iş değildir. İlim, bilimde, fikirde, ekonomide yenilik yapmak kolay değildir. Davet görevini siyasete taşıyarak çok büyük bir yeniliğe imza attı. Son olarak şu anımı anlatmak istiyorum. Erbakan Hoca’yı vefatından 6 ay kadar önce, ben ve Şeyh Yusuf Kardavi ile onu ziyarete gittik. Hoca o sıra çok hastaydı ve evinde dinleniyordu. Biz ise onu yormamak adına 10 dakika kadar sohbet edip ayrılmak istedik ancak Erbakan Hoca’nın sohbeti ve muhabbeti bizi orada 3 saat boyunca oturup onu dinlememize yetti. Bölgesel ve coğrafi konulardan, ilime ve bilime, ekonomiden fikriyata dair ne varsa anlattı ve biz de büyük bir ilgiyle dinledik. Erbakan Hoca makine mühendisi olduğu kadar, fikir mühendisiydi... Allah ondan razı olsun. İslâm âlemi ve Müslümanlar için çok mücadele etti. Allah, onun amellerini katında kabul eylesin...

Milligazete

Etiketler: batı ، müslüman ، cami ، filistin ، islam ، kudüs
captcha