IQNA

Havf ve Recâ: İnsanlık için dengenin iki kanadı

13:52 - November 02, 2022
Haber kodu: 3478059
Yaşam süresince bireyler birçok eylem gerçekleştirirler. Bu eylemlerin bir kısmında korku bir kısmında da ümit duygusu etkili olabilmektedir. Bireyler, bu iki duygu arasında dengeli bir yaşam sürmeyi hedeflerler.

Allah’a layıkıyla kul olamama duygusu havfa (korkuya) neden olurken Allah’ın kullarının günah ve kusurlarını affedeceği düşüncesi de recâya (ümite) kapılmaya yol açar. 

Havf ve Recâ, Kur’an’da bir terim olup, korku ve umudun aynı anda yaşanmasını ifade eder ve insan hayatında bir tür denge oluşturur. Yani kişi aynı anda hem Havf'a hem de Reca'ya sahip olmalıdır.

Havf idrak ederek  korkma anlamına gelir. İnsan işlediği günahları, Allah’ın adil olduğunu ve adaleti yerine getireceğini bildiği için vicdanından ve Allah’tan utanacaktır. Bu, günahlara karşı bir nevi caydırıcılık yaratacaktır.

İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: Mümin her zaman iki korku arasındadır. Biri geçmiş günahlarından korkar, Allah’ın kendisine nasıl muamele edeceğini bilemez. İkincisi, ömrünün sonuna kadar korkar ve işleyebileceği ve helak olmasına neden olabilecek günahları bilmez. Bu nedenle her zaman endişelidir ve ıslahı ancak bu korku ile olur.

Recâ umut demektir, yani kişi tüm günahlarına ve hatalarına rağmen tövbe ederse Allah’ın onu kabul edeceğini bilir. Bu umut günahlara karşı caydırıcılık sağlarken ümidi olmayan için iyi ya da kötü olması fark etmez çünkü daha fazla günah için zemin hazırlar.

Umut, insanda büyüme ve kemâle ermenin temelini oluşturur, çünkü insanüstü bir gücün kendisini desteklediğini bilir.

İmam Gazzâli  ihyâ’ü ulumi’d-din eserinde havf ve recâyı kulun kalbi hâllerine göre değerlendirerek bu duyguların bireyde dengeli bir şekilde bulunması gerektiğini belirtmiştir. Bu açıdan havf ve recâyı bir kuşun iki kanadına benzetmiştir. Nasıl ki bir kuş diğer kanadı olmadan uçamazsa insan da daima bu iki hâl üzere bulunmalıdır. Ona göre bu duygulardan birinin ağır basması kulun dengesini bozacak ve kulluk yaşantısına zarar verecektir. Kimde korku hâkim olur ve hayatına zarar verecek şekilde ibadete yönelirse ifrata, aşırılığa yönelmiş olur. Kimde ümitsizlik hâkim olur ve ibadeti hepten terk ederse o da tefrite düşer, dinden uzaklaşmaya başlar. 

Korku ve ümide sahip olmanın sonucu Allah’a dönmektir. Çünkü insanın tövbe etmekten başka yolu yoktur. Allah Furkan Suresi’nin 70. ayetinde vaad ettiği gibi, insanın günahlarını sevaba çeviren tövbedir: “Ancak tövbe edip inanarak erdemli işler yapanın durumu başkadır; Allah böylelerinin kötü hallerini iyiye çevirecektir. Allah çok bağışlayıcı, çok merhametlidir.”

 

Etiketler: Allah korkusu
captcha